Okuma Listesi
1. Çetin Çetintaş - Hayat Sana Ne Anlatıyor
2. Gülseren Budayıcıoğlu - Kral Kaybederse
3. Melisa Kesmez - Nohut Oda
4. Deniz Gezgin - Ahraz
5. Yu Hua - Yaşamak
6. Stefan Zweig - Mecburiyet
Süreç içinde toplu kitap alışverişlerinden hiç hoşlanmadığımı fark ettim. Kitabı ilk heyecanıyla bir çırpıda okuyup bitirmeli, tekrar yeni kitaplar alıp bu döngüyü tekrarlamalıydım. 15-20 kitap aldığım zamanlarda özellikle sonlara doğru o kitabı değil de elimde olmayan başka bir kitabı merak ediyor ve onu alıp okumak istiyordum. Kütüphanem yanlış zamanda alınan doğru kitaplarla dolu..
Bu yüzdendir ki yılın başında kendime bir kitap listesi oluşturuyorum. Yıl içinde de mutlaka eklemeler yaparak güncelliyorum. Her ayın son haftası da bu listeye göz atıp bir sonraki ayın okuma listesini belirlemeyi, yeni aya başlamadan yeni kitaplarıma kavuşmayı çok seviyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi neleri okuyacağınızı /izleyeceğinizi belirlerseniz haftayı daha iyi planlamanıza katkı sağlayacaktır.
Çok fazla öykü kitabı sevmememe rağmen Melisa Kesmez'i tanımak için Nohut Oda'yı seçtim. Uzun zamandır stokta olmayan, yeni baskısının da gelip gelmeyeceğinden emin olmadığım ve sabırla beklediğim bir kitap olmasından dolayı, en çok Ahraz'ı merak ediyorum.
Stefan Zweig benim en sevdiğim yazarların ilk 5'inde. Her ay mutlaka bir kitabını almaya çalışıyorum. Tabi ki İş Bankası Kültür Yayınları koleksiyonum için değil:))
Yaşamak kitabının akıcı ve hüzün dolu bir kitap olduğunu biliyorum. Ayrıca Çin tarihi ile ilgili bi kaç film izleyip o dönemlere merak sardığım bir zamana denk geldiği için de ayrıca mutluyum.
Yaz mevsiminde Gülseren Budayıcıoğlu'nun Camdaki Kız kitabını okuyup bayılmıştım.
Sıcacık hikayesine, yazarın diline, kader motifine hayran olmamak elde değil. Okuma listemde bi kaç ay aralıklarla, mutlaka yazarın bir kitabını göreceğinize de emin olabilirsiniz.
Veee Çetin Hoca:)
Kitapsa kitap, dergiyse dergi Çetin Hoca varsa alınır ve büyük bir heyecanla okunur. Çetin Çetintaş'tan Yoga Eğitmenliğimi aldığım günler de yakındır:) Hayaller köşemde...
Dergiler
Bu listeye arada edebiyat dergileri eklense de en az kitap kadar keyif alıyorum. Düzenli takip ettiğim dergileri yeni sayıları çıkana kadar minik minik okuyorum:) O denli çok seviyorum yani. Ekim ayı ile birlikte yeni çıkan Yogakioo ve Pozitif dergilerini hemen temin ettim bile. Nefes Dergisi ise yazın çıkmıştı fakat her bir yazı dizisinde yeni bir nefes tekniğinden bahsedildiği için aralıklı okumak ve her nefes tekniğini en azından 1 hafta deneyimlemek için çok fazla ilerlemek istemiyorum. Zaten Pozitif Dergisi bünyesinde çıktığından yeni bir sayısı daha olacak mı onu bile bilmiyorum.
Düzenli olarak her gün 1 bölüm okumaya çalışıyorum. Mesela Pozitif yılda 5 sayı çıkaran bir dergi yani yeni sayı genelde 2-3 aylık periyotlarda çıkıyor. Benim için dergiler hiçbir zaman alınıp, hemen okuyup bitirilecekler arasında değil. Sindirerek, özümseyerek benimseyerek belki de biraz beni değiştirip, dönüştürerek içe hapsettiğim bir durum.
Süreç içinde toplu kitap alışverişlerinden hiç hoşlanmadığımı fark ettim. Kitabı ilk heyecanıyla bir çırpıda okuyup bitirmeli, tekrar yeni kitaplar alıp bu döngüyü tekrarlamalıydım. 15-20 kitap aldığım zamanlarda özellikle sonlara doğru o kitabı değil de elimde olmayan başka bir kitabı merak ediyor ve onu alıp okumak istiyordum. Kütüphanem yanlış zamanda alınan doğru kitaplarla dolu..
Bu yüzdendir ki yılın başında kendime bir kitap listesi oluşturuyorum. Yıl içinde de mutlaka eklemeler yaparak güncelliyorum. Her ayın son haftası da bu listeye göz atıp bir sonraki ayın okuma listesini belirlemeyi, yeni aya başlamadan yeni kitaplarıma kavuşmayı çok seviyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi neleri okuyacağınızı /izleyeceğinizi belirlerseniz haftayı daha iyi planlamanıza katkı sağlayacaktır.
Bu Ay Okuma Listemin İsmi : Tanışma
Gülseren Budayıcıoğlu ve Zweig dışındaki 4 kitap, yazarıyla tanışma kitaplarım olacaklar. Aslında hepsi de çok uzun zamandır listemde olan kitaplardı. Demek ki zamanı gelmiş olmalı:)Çok fazla öykü kitabı sevmememe rağmen Melisa Kesmez'i tanımak için Nohut Oda'yı seçtim. Uzun zamandır stokta olmayan, yeni baskısının da gelip gelmeyeceğinden emin olmadığım ve sabırla beklediğim bir kitap olmasından dolayı, en çok Ahraz'ı merak ediyorum.
Stefan Zweig benim en sevdiğim yazarların ilk 5'inde. Her ay mutlaka bir kitabını almaya çalışıyorum. Tabi ki İş Bankası Kültür Yayınları koleksiyonum için değil:))
Yaşamak kitabının akıcı ve hüzün dolu bir kitap olduğunu biliyorum. Ayrıca Çin tarihi ile ilgili bi kaç film izleyip o dönemlere merak sardığım bir zamana denk geldiği için de ayrıca mutluyum.
Yaz mevsiminde Gülseren Budayıcıoğlu'nun Camdaki Kız kitabını okuyup bayılmıştım.
Sıcacık hikayesine, yazarın diline, kader motifine hayran olmamak elde değil. Okuma listemde bi kaç ay aralıklarla, mutlaka yazarın bir kitabını göreceğinize de emin olabilirsiniz.
Veee Çetin Hoca:)
Kitapsa kitap, dergiyse dergi Çetin Hoca varsa alınır ve büyük bir heyecanla okunur. Çetin Çetintaş'tan Yoga Eğitmenliğimi aldığım günler de yakındır:) Hayaller köşemde...
Dergiler
1. Pozitif Dergisi
2. Yogakioo Dergi
3. Nefes Dergisi
Bu listeye arada edebiyat dergileri eklense de en az kitap kadar keyif alıyorum. Düzenli takip ettiğim dergileri yeni sayıları çıkana kadar minik minik okuyorum:) O denli çok seviyorum yani. Ekim ayı ile birlikte yeni çıkan Yogakioo ve Pozitif dergilerini hemen temin ettim bile. Nefes Dergisi ise yazın çıkmıştı fakat her bir yazı dizisinde yeni bir nefes tekniğinden bahsedildiği için aralıklı okumak ve her nefes tekniğini en azından 1 hafta deneyimlemek için çok fazla ilerlemek istemiyorum. Zaten Pozitif Dergisi bünyesinde çıktığından yeni bir sayısı daha olacak mı onu bile bilmiyorum.
Düzenli olarak her gün 1 bölüm okumaya çalışıyorum. Mesela Pozitif yılda 5 sayı çıkaran bir dergi yani yeni sayı genelde 2-3 aylık periyotlarda çıkıyor. Benim için dergiler hiçbir zaman alınıp, hemen okuyup bitirilecekler arasında değil. Sindirerek, özümseyerek benimseyerek belki de biraz beni değiştirip, dönüştürerek içe hapsettiğim bir durum.
"Sonbahar demek biraz da sarı sıcak bir masa lambasının altında geçirilen vakitlerin uzaması ve içilen kahve sayısıyla doğru orantılı içsel zenginliğimiz değil mi? Çünkü soğuktan kapanan kapıyla içeriye hapsolan insanın, bu esaretle içsel özgürlüğüne kavuşmasının ironisiyle gülümsüyor kitaplar."
Zaten belki de Kasımda Aşk Başkadır dedikleri de budur. Soğuyan havaya inat insanın kendisiyle tekrar tanışıp, sevmeye kendinden başlamasıdır. Sevgiyle Kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder